featured

Akne (Sivilce) Skarları (İzleri) Nasıl Geçer?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

En sık görülen cilt hastalığı olan akne nedeniyle oluşan izlerin tedavisinden bahseden Uzman Dermatolog Şeyma Demirci, bu izlerin özellikle tedavide yaşanan gecikmeler nedeniyle meydana geldiğini ve aknenin erken dönemde uzmanlar tarafından tedavi edilmesi gereken bir cilt hastalığı olduğunu vurguladı.

Sivilce İzleri Neden Oluşur?

Sivilceler iyileşirken vakaların %95’inde yüzeyel veya derin izlere neden olabiliyor. Daha sıklıkla şiddetli nodülokistik aknesi olan hastalarda görülmekle birlikte, akne tedavisindeki gecikmeler sivilce izlerine neden olabiliyor ve şiddetini arttırabiliyor.

Sivilce İzleri Nasıl Tedavi Edilir?

Akne skar tedavisi bireysel olarak hastaya ve skarın karakterine göre planlanır. Genel olarak deri altındaki bağ dokudaki kollajenin azalmasına veya artışına bağlı olarak atrofik ya da hipertrofik olmak üzere iki skar tipi vardır. Yani kalıcı sivilce izlerinde sorun sadece cilt yüzeyinde görülen renk ya da seviye farkı değildir.

Deri altındaki bağ dokuda meydana gelen bu hasar onarılmazsa, bağ dokuda yeniden yapılandırılmazsa izleri tam anlamıyla geçirmek pek mümkün değildir. Çukur ve çöküntü şeklindeki bazen gözeneklerde aşırı genişleme tarzında görülebilen atrofik skarlar, kırmızı renkli kabarık  hipertrofik skarlara göre 3 kat daha sık görülür.

Hastamızın aknesi aktif dönemde ise skar tedavisi öncesi akneyi tedavi ediyoruz. Aktif sivilceniz mevcutsa izler için yapılacak lazer, dermapen gibi yöntemler sivilcelerinizin çoğalmasına ve iz bırakmasına neden olabilir. Aynı şekilde internette çok sık rastladığımız doğal yöntemler, bitkisel ürünler yine kozmetik ürünler ile sivilce izlerini geçirmek mümkün olmamakla birlikte yanlış uygulamalar sivilce ve izlerinin artışına neden olabilir. Bu yüzden akne ve izlerinin mutlaka bir uzman kontrolünde tedavi edilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum.

Atrofik Skar Tedavisinde Ne Gibi Yöntemler Kullanılır?

Lazer ile yenileme, dermal iğneleme, dermabrazyon ve kimyasal peeling dediğimiz deri yüzeyini soyma, subsizyon dediğimiz cildin çukur şeklinde gözükmesine neden olan cilt altındaki fibrotik bağları kesme, sivilce sonrası kalan çukurları yükseltmek için dermal dolgu yöntemleri tek başına veya birlikte kullanılmaktadır.

Dermabrazyon yöntemi uygun anestezi altında tel fırça, yüksek hızlı fırça ve elmas uçlu el aleti gibi mekanik bir yöntemle deri yüzeyinin soyulma işlemidir. Kimyasal peeling ise bir veya birkaç kimyasal ajan ile deri yüzeyini soyar. Her iki yöntemde de deride hasar oluşturularak yara iyileşmesi uyarılır. Sağlıklı derinin ortaya çıkması hedeflenir. Lazer yönteminde ise dermabrazyon gibi tekniklere göre daha hassas ve kontrollü bir şekilde deri soyulur. Aynı zamanda dokunun ısınarak gerginleşmesi sağlanır.

Kollajen artışını uyarır ve cilt yüzeyindeki kök hücreleri aktif hale getirir böylelikle hem cilt altı bağ dokusu iyileşir hem de yeni epitel hücreleri cilt yüzeyini örter. Kimyasal peeling ile derinin üst yüzeyi soyulduğu için derinin altında oluşan daha derin izleri bu yöntemle yok etmek mümkün değildir.

Yine dermabrazyon yöntemi de yüzeyel izlerin tedavisinde başarılıyken derin izlerin tedavisinde etkisizdir. Lazer ile cilt yenileme yöntemi biraz önce bahsettiğim nedenlerden ötürü kimyasal peeling ve dermabrazyon gibi diğer cilt soyma yöntemlerinden üstündür.

Sivilce izlerini yok etmek için kullanılan birçok lazer çeşidi mevcuttur. Bunların kullanımı da kişinin cilt rengine ve lekelerine göre değişmektedir. Sivilce izlerini yok etmede kullanılan en etkili lazer tedavisi fraksiyone lazer yöntemi olmakla birlikte bazen çok derin çukurlarda subsizyon ve dermal dolgu uygulamalarıyla kombine edilmesi gerekebilir.

Hipertrofik skar tedavisinde ise lezyon içine anti-inflamatuvar ajan enjeksiyonları, silikon jel uygulaması, kriyoterapi dediğimiz azot nitrojen gazı uygulaması, lazer tedavisi ve botulinum toksin uygulamaları tek başına veya kombine kullanılabilir.

Bazen sivilcelerimiz iyileştikten sonra özellikle koyu tenli bireylerde post-inflamatuvar hiperpigmentasyon dediğimiz kahverengi lekeler oluşabilir. Genellikle kendiliğinden gerilemekle birlikte bazı lekeler inatçı olabilir. Tedvisinde retinoik asit, hidrokinon içeren kremler yine kojik asit, salisilik asit, glikolik asit içeren soyucular, askorbik asit dediğimiz c vitamini kullanılabilir. Topikal tedavilere yanıt vermeyen dirençli kahverengi lekelerde lazer tedavilerinin kullanımı gerekmektedir.

Bazen de post-inflamatuvar eritem dediğimiz iltihaplanma sonrası düz yamasal tarzda kırmızı sivilce izleri meydana gelebilir. Bunlar sıklıkla açık tenli kişilerde görülür. Çoğu vaka kendiliğinden çözülmekle birlikte bazen kızarıklık önleyici kremler ve pulse dye lazer gibi yöntemlerin tedavide kullanılması gerekebilir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

OKU Haber Dergi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!