featured

Dizel Yerine Benzin Konulan Araçla İlgili Yargıtay’ın Emsal Nitelikteki Kararı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ülkemizde yaşanan bazı ilginç olaylar milyonların ilgisini çekiyor. Bu kapsamda, dizel aracına yakıt almak için akaryakıt istasyonuna giden sürücü, aracına dizel yerine benzin koyulması sonucunda büyük şok yaşamış ve zararlarının karşılanmaması üzerine de hukuk mücadelesi başlatmıştı. Yıllarca süren dava süreci sonunda, merakla beklenen dava ile ilgili son kararı Yargıtay verdi.

Söz konusu olayı temyizen inceleyen Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin verdiği karar, bundan böyle uygulamaya da yön çizebilecek emsal nitelikte bir karar. Peki, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararı konuya dair ne diyor?

Olay Nasıl Meydana Gelmişti?

Söz konusu olayda, aracında yakıtın azaldığını gören sürücü, aracına yakıt almak için bir akaryakıt istasyonuna gitti. İddiaya göre, bu istasyonda çalışan pompa görevlisi, dizel yakıtlı araca dizel yerine benzin koydu. Bunun üzerine arıza yapan araç incelendiğinde durum ortaya çıktı. Aracın yakıt filtresi değiştirilip, deposunda bulunan benzin temizlendi ve bu hatalı işlem neticesi, bahse konu araçta oldukça önemli tutarda bir hasar meydana geldi.

Yaptığı masrafların karşılanması için sürücü, araca benzin konulan Akaryakıt istasyonu ve de hizmet sağlayıcısı olan şirketle görüşmeler yapmasına karşın masrafları karşılanmadı. Bunun üzerine hukuk sürecini başlatan sürücü, Tüketici Mahkemesinde konuya dair dava açtı.  

Tüketici Mahkemesi Ne Karar Verdi?

Yapılan yargılama neticesi davayı gören Tüketici Mahkemesi, açılan davayı kısmen kabul ederek, söz konusu olayda, benzin koyulan akaryakıt istasyonunu sorumlu tutup masraflarında bu akaryakıt istasyonu tarafından karşılanması gerektiğine karar verdi. Ancak, söz konusu olayda bayi olan akaryakıt istasyonu yanında asıl hizmet sağlayıcı şirketin müteselsil sorumluluğuna dair davacının ileri sürdüğü iddialar ise reddedildi. Tüketici Mahkemesi tarafından verilen bu karar davacı tarafından temyiz edilerek Yargıtay önüne taşındı.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin Emsal Nitelikteki Kararı

Temyiz incelemesi için dosya önüne gelen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ise konuya dair emsal oluşturacak nitelikte bir karara imza attı. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi bahse konu kararında, araçta meydana gelen hasardan hatalı işlemin yapıldığı akaryakıt istasyonu yanında hizmet sağlayan şirketin de birlikte sorumlu olduğuna vurgu yaptı.

Yüksek Mahkeme kararında;

Tüketici Mahkemesince, açılan davanın kısmen kabul edildiği, hasarlı parçalar ve de işçilik bedeli olan 27 bin 256 Türk Lirası alacağın, 15 bin 600 Türk Lirasına dava tarihinden, geri kalan 11 bin 656 Türk Lirasına ise ıslah tarihi olan 30.03.2016 tarihinden başlayarak yasal faiz uygulanarak, davalı bayi olan akaryakıt istasyonundan alınarak davacıya verilmesine, yine çekici bedeli, araç kiralama ve aracın dağıtılıp toplanma gideri olan 6 bin 490 Türk Lirasının da yasal faizi ile birlikte davalı bayi olan akaryakıt istasyonundan alınmasına karar verildiği tespiti yapıldı.

Ayrıca Tüketici Mahkemesince görülen davada, davalı akaryakıt istasyonu bakımından davanın kısmen kabulüne dair karar verildiği, ancak diğer davalı olan hizmet sağlayıcı şirket bakımından ise zararın oluşmasında herhangi bir kusuru bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin karar verildiği hatırlatıldı.

Bu tespit ve hatırlatmalardan sonra Yargıtay 3. Hukuk Dairesince, dava konusu somut olayda davalılardan biri olan akaryakıt istasyonunun, diğer davalı hizmet sağlayıcı şirketin bayisi durumunda olduğu, bu bayinin bir çalışanı tarafından, davacının aracına yanlış yakıt konulması sonucu aracın arızalandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, bayi tarafından sağlanan hizmet nedeniyle hizmet sağlayıcı şirketin de müteselsil sorumluluğu olup olmadığı konusunda olduğu belirtildi.

Daha sonra Yüksek Mahkeme tarafından, Hizmet sağlayıcı şirketin reklam ve ilanlarında bildirilen yararlanma amacı açısından tüketicinin umduğu faydaları ortadan kaldırır nitelikte maddi eksiklikler barındıran bir hizmet söz konusu olduğu ve bunun da ayıplı hizmet niteliğinde olduğu vurgusu yapıldı. Bu ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin sebep olduğu her tür zarardan ve yine tüketicinin seçimlik haklarından hizmet sağlayıcının ve bayinin müteselsilen (zincirleme) sorumlu olduğu, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesinin de söz konusu sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı belirtildi. 

Bu belirlemeler doğrultusunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından, yerel mahkemece hizmet sağlayıcı şirketin, zararın oluşmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile bu şirket yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu bildirilerek mahkeme hükmünün bu yönden bozulmasına karar verildi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

OKU Haber Dergi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!