featured

İnsanlığın Son Şansı COP26 Glasgow Olabilir mi?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İnsan kaynaklı küresel ısınmanın yol açtığı iklim değişikliğinin önüne COP26 Glasgow ile geçilebilir mi? Kasım ayında dünya liderlerini ve iklim bilimcileri bir araya getirecek olan iklim zirvesi neden bu kadar önemli? Dünya, küresel sıcaklık düzeyini 1,5 derece ile sınırlı tutmayı başaracak mı? Bunun gibi daha pek çok soru insanlığın geleceği için önem arz etmektedir.

Çünkü Dünya şiddetli yağışlar, seller, ısı kubbeleri, deniz suyu sıcaklarındaki artış, yok olmaya yüz tutan mercan resifleri eko sistemi, süper hücre hava olayları, yangınlar gibi daha pek çok doğa olayı ile canlıları tehdit etmektedir. Peki, doğada yaşanan bu krize COP26 umut olabilir mi? Gelin yazının devamını birlikte okuyalım. 

COP26 Nedir?

Öncelikle COP26 nedir kısaca bir göz atalım. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) üyelerini bir araya getiren COP, Taraflar Konferansı anlamına gelmektedir. Her yıl düzenli toplanan UNFCCC üyesi 197 ülke, bir yıllık Covid-19 molasının ardından, 26’ncı kez bir araya gelecektir.

Konferans, İngiltere Başkanlığı’nda 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında İskoçya’nın en büyük kenti Glasgow’da yapılacaktır. Bu nedenle de COP26 Glasgow olarak anılmaktadır. Konferansa devlet liderleri, gazeteciler, iklim bilimciler, kampanya öncüleri, bürokratlar, iş insanları, sivil toplum kuruluşları ve hatta vatandaşların katılımı beklenmektedir.  

Böylece insan kaynaklı iklim değişikliği nedenleri olan fosil yakıt tüketimi, sera gazı ve karbon emisyon salınımı, temiz su kaynaklarının kirletilmesi, orman kıyımı, plastik tüketimi, bilinçsiz tarım gibi daha pek çok konu tartışmaya açılacaktır.

Bu sayede iklim krizine yönelik hukuki, finansal ve çevresel eylemlerin müzakereleri masaya yatırılacaktır. Peki COP26 önümüzdeki yıllarda neyi amaçlamaktadır?

COP26 Glasgow Hedefleri Nelerdir?

Son 30 yıl içinde iklim krizi, ülkelerin yan sorunu iken şimdilerde en önemli problemleri arasında yer almaktadır. Bu noktada her ülkenin Paris İklim Sözleşmesi çerçevesinde takkesini önüne koyup neler yapabileceğini düşünmesi gerekmektedir. Çünkü COP26 Glasgow müzakerelerinde ülkelerden şu hedeflere uymaları beklenmektedir;

Hızla fosil yakıt tüketiminden uzaklaşmakOrmanlık alanları arttırmakGündelik ve endüstriyel alanlarda elektrikli araç kullanımı yaygınlaştırmakTemiz enerji kaynaklarına yönelmekEkosistemleri korumakİklim değişikliğine uyum sağlamak100 milyar Dolarlık iklim finansmanına katkı sağlamakParis İklim Sözleşmesi’ne riayet etmekÜlkelerin, STK’ların, işletmelerin iş birliği ile iklim değişikliği ile mücadelede eylem planı hazırlamakBenzinli araç satışı için son 2040 tarihine hazırlanmakGelişmekte olan ülkelere iklim değişikliği mücadelesinde finans desteği sağlamak2030 yılına kadar sera gazı salınımını %45 azaltmak2050 yılına kadar karbon emisyonunu 0’a indirmek

Tüm bu hedefler doğrultusunda küresel sıcaklık artış düzeyinin 1,5 derece ile sınırlı tutulması amaçlanmaktadır. Peki bu mümkün olacak mı?

COP26 Glasgow Küresel Sıcaklık Düzeyini 1,5 Derece İle Sınırlı Tutmayı Başaracak mı? İklim Uzmanları Ne Söylüyor?

Aslında 1988 yılında NASA eski bilim insanı James Hansen, sera gazı salınımının küresel ısınmaya neden olduğu konusunda Amerikan Kongresi’ni uyarır. Ancak kongre, Hansen’ı dikkate almadığı gibi şirketlerin atmosferi sera gazına boğmasına izin verir. Sadece ABD’de değil Çin, Hindistan ve Rusya en yüksek sera gazı salınımı ile başı çekmektedir.

Şimdi ise tüm dünya endişe içinde küresel ısınmanın önüne geçmek için çırpınmaktadır. Ancak Hansen, insanlığın tedbir almakta çok geç kaldığı kanısında ve işlerin daha da kötüye gideceğini söylemektedir.

Onunla aynı fikirde olan bir başka iklim uzmanı ise Prof. Dr. Veerabhadan Ramathan, 2040 yılına kadar küresel ısınmanın devam edeceğini aktarmaktadır. 2030 yılına kadar 1,5 derece eşiğinin aşılacağını öngören Ramathan, iklim değişikliği eylem planı bugünden itibaren uygulanması halinde bile ancak 2040 yılından sonra atmosferin soğuma eğilimi gösterebileceğini ifade eder.

Son olarak Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözleri tehlike çanlarının çaldığını göstermektedir. Öyle ki Guterres COP26 Glasgow öncesi yaptığı açıklamada, UNCCC’nin, yeni raporuna dayanarak, küresel sıcaklık düzeyinin 2,7 santigrat derece artış göstermesinin beklendiğini vurgulamaktadır.

Peki söz konusu COP21 Paris İklim Sözleşmesi’nde yer alan küresel sıcaklık düzeyinin 2 santigrat derecenin altında tutma hedefi aşılırsa bizleri neler beklemektedir? 

İklim Değişikliği Sonuçları İle Bizleri Neler Bekliyor?

YouTube video

Muhtemeldir ki Sanayi Devrimi ile artan çevre sömürüsü doğanın kendi dengesini bulma çabası ile son bulacaktır. Nitekim bu süre zarfında ise duymaya alıştığımız aşırı hava olayları ve buna bağlı can kayıpları da artarak devam edecektir. IPCC (Hükümetlararası İklim Değişikliği Paneli) ağustos ayı raporunda da belirtildiği üzere insanlık şu iklim değişikliği sonuçları ile daha çok yüzleşecektir;

Giderek artan kuraklıkYıkıcı sellerBuzul erimeleriDeniz ve okyanus seviyelerinde artışOman yangınlarıEkosistemlerde kitlesel ölümlerIsı kubbeleriSüper hücre hava olaylarıKasırgalarOkyanus ve deniz suyu sıcaklarında artışBüyük göç hareketleri

Yakın zamanda yukarıda maddeler halinde sıraladığımız doğa olaylarına dünyadan ve ülkemizden örnek vermek gerekirse şunları sıralayabiliriz;

ABD ve Kanada’da, ısı kubbesi oluşumu nedeniyle 24-30 Haziran tarihleri arasında 50 dereceyi bulan sıcaklıklar kaydedilir.California’da sıcaklık kaynaklı 5 bine yakın yangın kayıtlara geçer26 ülkede 260’dan fazla sıcaklık rekoru kırılırTemmuz ayında Çin’in Zhengzhou kentine bir günde bir yıllık yağış düşer, 624mm.Almanya sel felaketinde 177 kişi yaşamını yitirir.Avustralya orman yangınlarında neredeyse tüm kıta tutuşurBermuda Şeytan Üçgeni’nde 1955-2019 yılları arasında kasırga hızlarının 56km’den 116 km’ye çıktığı kaydedilir.Günlerce süren Manavgat, Marmaris yangınları güçlükle söndürülür.  Peş peşe Karadeniz’de sel felaketleri yaşanır. Kastamonu, Sinop ve Bartın’da 82 kişi yaşamını yitirir.

COP26 Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?

YouTube video

Türkiye iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. Bu nedenle COP26 hedeflerine ulaşmak hayati önem taşımaktadır. Bu çerçevede iklim zirvesi öncesi 17 Haziran’da COP26 Başkanı Alok Sharma ile bir araya gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, konferanstan beklentilerini şu şekilde sıralar;

İklim değişikliği ile mücadelede Türkiye, mevcut pozisyonu için eşitlikçi ve adil bir çözüm beklemektedirİklim finansmanlarına erişim imkanlarının arttırılması istenmektedirBirleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi’nin EK-1 listesinden çıkarılma talebi bulunmaktadır

Çünkü Türkiye, Paris İklim Anlaşması’na ilk imza atan ülkelerden olsa da yukarıdaki sebeplerle anlaşmayı onaylamamıştır. Zirve öncesi yapılan ikili görüşmeler neticesinde son olarak New York’ta 76’ncısı düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise tüm dünyaya seslenerek, Paris İklim Anlaşması’nı ekim ayında TBMM onayına sunacaklarını belirtir. Ayrıca Erdoğan, nötr karbon hedefli anlaşmanın onay aşamasını tamamlamayı düşündüklerini de sözlerine ekler.

Sonuç olarak COP26 Glasgow şehrinde alınacak kararlar insanlar kadar diğer canlıların da geleceğini etkileyecektir. Umalım ki ülke liderleri COP26 hedeflerini uygular ve doğanın acımasız yüzü ile insanlık daha fazla tanışmak zorunda kalmaz.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

OKU Haber Dergi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!