11 Ekim 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
Ancak günümüzde neredeyse yeni bir etnik grup haline gelen Suriyeli sığınmacılar için aynı kardeşlik cümlelerini daha az duymaya başladık. Hatta içten içe homurdanmalar artmaya başladı…
Türkiye’de Suriyeli sığınmacılar denildiğinde ne yazık ki sosyal açıdan olumlu bir tepki verilmemektedir. Bu durumun birden fazla sebebi vardır esasında. Sosyal yaşantıda iki milletin de sorunsuz bir yaşantıya sahip olması, elbette eşit şartlar sağladığında söz konusu olacaktır.
İlginizi Çekebilir: Suriyeli Sığınmacılar Konusunda Halkın Nabzını Gaziantep de Tuttuk
Peki; bu durum Türk vatandaşları açısından kabul edilebilir durumda mıdır? Eşit haklara sahip olduklarında “Suriyeliler ya geri dönmezlerse?” gibi kafalarda oluşan soru işaretleri vardır.
Suriyeli sığınmacılar elbette ki kendi ülkelerinde bir düzen içerisinde yaşayan insanlardır. Sığınmacı olarak gelenlerin içerisinde kendi ülkesinde doktor, öğretmen olan ya da güzel eğitimler almış insanlar da vardır muhakkak.
Burada kısır döngü içerisinde, körelmiş bir düşünce ile herkesi kötülemek asla bir çözüm olamaz. Neticede onlar bir savaşın içerisinden evlerini, işlerini, tahsillerini bırakıp geldiler.
Üstelik önceki kimlikleri ne olursa olsun burada başladıkları yeni hayatlarında sıradan insan olarak yaşamak zorundalar. Bu pencereden bakıldığında Suriyeliler ile sosyal açıdan sorun çıkmasını gerektirecek bir durum yoktur.
Ekonomik kaygılar, iş gücündeki daralma ve yükselen toplumsal tansiyon nedeniyle zaman zaman nahoş söylemler ortaya çıkmaktadır. Özellikle sosyal medyada dillendirilen “Suriyeliler bu memlekette bizden fazla söz sahibi” söylemleri sığınmacılara karşı bir ön yargı oluşturmaya başladı.
Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik daralma yüzünden işsiz kalan bireyler de sosyal medyadaki Suriyeli sığınmacı eleştirileri nedeniyle içten içe bu insanlara karşı tavır kor hale geldi.
Hal böyle olunca; işsiz yada maddi sıkıntı içerisindeki bireyler kendilerinin devletten istediği desteği göremediği, kendi ülkesinde daha rahat şartlarda yaşadığı algısına kapıldığı Suriyeli Sığınmacılar konusunda veryansın etmeye başlıyor.
Aslında insanlar burada kendi çektiği zorlukları dile getirirken Suriyelileri de kendisine hedef almış gibi görünüyor. Bu sebeple; sığınmacıların devletten aldığı yardımlar nelerdir ? Bu yardımların kaynağı nereden sağlanıyor ? ve Suriyeli sığınmacılar için kısa ve uzun vadeli ülkemizin planları nedir ? sorularının resmi ağızlardan cevaplanması gerekmektedir.
Suriyeli sığınmacılar, ülkemizde neredeyse her ilde yaşama imkanı bulmuştur. Özellikle büyük şehirlerde ve iş imkanlarının geniş olduğu illerde oldukça sayıları fazladır. İstanbul gibi bir metropolu ele alarak işe başlayalım.
İstanbul’un tamamında cadde ve sokaklarda mutlaka bir Suriyeli işletmeci olduğunu görmeyen yoktur. Türk vatandaşları ekonomik kriz derken işletmesine kilit vuruyor, diğer yanda ise Suriyeli sığınmacı açtığı dükkanda gayet başarılı bir şekilde ticaretini sürdürüyor.
Burada insanların aklına gelen birkaç sorudan ilki; “benim ülkemde yabancı olan kişi nasıl oluyor da benden fazla kazanıyor?” Suriyeli Sığınmacıların bir iş ile uğraşması ya da ticarette başarılı olup geçim sağlamaları oldukça takdir edilecek bir davranıştır.
Bu kısımda çalışmaları da desteklenmelidir ki, yoksulluk sebebi ile aileleri zarar görmesin. Ancak diğer açıdan bakacak olursak; Suriyelilerin işletmelerinde Türkler alışveriş yaparken, Suriyeliler sadece kendilerine ait işletmelerden alışveriş yapmaktadırlar.
İşte bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta “Türklerin Suriyelileri kabullenmesi için nasıl bir süreç geliştirilmişse; Suriyelilerin de geldikleri yerde Türkleri benimsemesini, kendilerinden bilmesini sağlayacak bir sistemin de geliştirilmesidir.”
Sosyal hayata etkiler denildiğinde; Suriyeli sığınmacılardan oluşan bir iş gücünün açığa çıktığı görülmektedir. Özellikle ekonomiye etkilerde her iki millet için de ciddi bir sorun olduğu barizdir.
Asgari ücretin 2020 TL olduğu günümüz Türkiye’sinde, Suriyeli sığınmacılar çok daha az ücretlerle sırf ihtiyaçları olduğu için çalışmaktadırlar ya da çalıştırılmaktadırlar. Burada hem Suriyelilerin emek hakkı çalınmaktadır; hem de kendi vatandaşımız işsiz kalarak, açlık sınırının çok çok altında bir kazançla hayatını idam etmeye zorlanmaktadır.
Sosyal konuda bir eşitlik sağlanması gerekirse; öncelikle iş sektöründe yaşanan bu haksızlıkların gerekli denetimler yapılarak ortadan kaldırılması gereklidir. Eğer bu ülkede Suriyeliler ve Türk vatandaşları huzur ve refah içerisinde yaşayacaksa anahtar eşit çalışma şartlarından geçmelidir.
Sigortasız ya da asgari ücret altında işçi çalıştıran, asgari ücret ödememek için bütün personeli Suriye vatandaşı olan işletmeler bulunmaktadır. İlk önce bu işletmelerde gerekli denetim yapılmalıdır.
Bu sayede işveren ucuz olanı değil, eşit durumda işini iyi yapanı tercih edecektir. Bu sayede iki ayrı ülkenin vatandaşı, sorunsuz şekilde yaşama hakkını elinde bulunduracaktır.
Unesco, Kırşehir’i Abdal Müziğiyle Tescilledi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.