Damarlarımızda gezinen kırmızı renkli hayati sıvıyı yani kanı vücudumuz nasıl üretiyor merak ettiniz mi? Yaşamı destekleyen bu değerli sıvı aslında hepimizin bildiği bir yapıda üretiliyor. Elbette, kemiklerimizde. Peki, vücudumuzda kan üretilirken hangi aşamalardan geçiyor, az veya çok kan üretiminde neler etkili oluyor? Gelin bu soruların cevaplarını birlikte inceleyelim…
1 – Alyuvarlar 120 Gün Yaşayabiliyor
Kan neden vücudumuz için bu kadar önemli? Çünkü damarlarımızda dolaşan bu sıvı, yaşamaya devam edebilmemiz için ihtiyacımız olan besin ve oksijeni vücudumuza dağılmasını sağlıyor. Sürekli olarak yenilenen bu kan hücreleri bir yandan da vücuda pompalanmaya devam ediyor. Kırmızı kan hücreleri olan alyuvarlar, yaklaşık 120 gün kadar canlı kalabiliyor. Elbette bazı beklenmedik kazalar yüzünden kan kaybı yaşayabiliyoruz. Vücudumuzun yeni kan üretebiliyor olması da kaybedilen kanın yerine gelmesi açısından önemini anlatıyor.
2 – Kan Hücreleri Kendini Kopyalayamaz
Hücrelerde DNA’nın bulunduğu, hücre işlevlerinin yönetildiği kısım çekirdektir. Kırmızı kan hücrelerinde çekirdek bulunmaz. Yani içerisinde genetik kodlar içeren DNA’lar barındırmıyor. Bu nedenle diğer hücrelerden farklı olarak kendi kopyalarını üretemiyorlar.
https://www.youtube.com/watch?v=OljSwITo1lA
Kan hücreleri üretilirken başrolde onlar var: Kök HücrelerPeki yeni kan hücreleri nasıl üretiliyor? Vücudumuz alyuvarlarımızı kopyalamak yerine tamamen yeni alyuvarlar üretiyor. Bunu yaparken de devreye kök hücreler giriyor. Henüz kimliği belli olmayan, farklılaşmamış hücreler yani kök hücreler kullanılarak yeni alyuvarlar meydana getiriliyor.
3 – Eski kan Hücreleri İmha Ediliyor
Kemik iliğinde oluşmaya başlayan kan hücreleri, süngerimsi ve yumuşak bir yapıda doğuyor diyebiliriz. Bu süngerimsi dokuda ihtiyacımız olan doku hücrelerine dönüşebilen kök hücreler bulunuyor. Elbette iş kanı üretmekle bitmiyor. Vücudumuz, ürettiği bu kan hücrelerini muhafaza etmek ve filtrelemekle de görevli.
Hücre sayısının orantısız artışını engelleyebilmek için eski kan hücrelerinin yok edilmesi sağlanıyor. Eski kan hücreleri imha edilmeseydi devamlı olarak yenisi üretilen kan hücreleri zamanla yoğunlaşarak, damarlarda ilerleyemez duruma gelirdi. Bu yüzden eski kan hücrelerinin ortadan kaldırılması son derece önemli.
4 – Kan Hücrelerini Oluşturan Bileşenler Nelerdir?
Vücutta kan hüzrelerinin üretilebilmesi için bazı bileşenlere gereksinim duyulmaktadır. Bu bileşenler ise şunlardır:
A- Kök Hücreler
Kanın oluşumunda görev alan kök hücreler, öncelikle farklılaşarak lenfoit ya da miyeloit hücrelere dönüşürler.
B -Miyeloit Kök Hücreler
Kandaki pek çok hücrenin üretiminden miyeloit kök hücreler sorumludur. Bu hücreler diğer bazı hücre tiplerine de dönüşebilirler.
C – Alyuvarlar
Kök hücrelerden özelleşen miyeloit kök hücreler, monosite ya da granülosite dönüşürler. Monositler ve granülositler, vücut için önemli yapılardır. Monositler, hücrelerin üzerinde bulunan yabancı proteinler için vücudun uyarılmasını sağlarken granülositler de bu hücrelerin öldürülmesini sağlar.
D- Lenfoit Kök Hücreler
Lenfoit kök hücrelerden kimisi göğüste bulunan timüs bezlerinde T lenfositlerine, kimisi de B lenfoitlerine dönüşürler.
E – Alyuvarlar
Alyuvarlar dokuların ihtiyacı olan oksijeni taşımada ve ulaştırmada görevlidir. Yüksek rakımlı yerlerde yani havada az oksijen bulunduğu durumlarda vücut buna karşılık olarak daha fazla alyuvar üreterek kendini korur.
F – Trombositler
Renksiz olan trombositler, yaralandığımızda devreye girerler. Hasarlı bölgeye hücum ederek o bölgede kanın durdurulmasını sağlarlar. Vücudumuzda bulunan 1 mikrolitre kan 150.000- 450.000 aralığında trombosit içerir.
G – Lenfositler
Lenfositler, vücudumuzun savunmasında etkili olan antikor adı verilen proteinlerin üretilmesinden sorumludur. Vücutta bulunan akyuvarların ortalama %25’i lenfositlerden oluşmaktadır.
H – Kemik İliği
2 tür kemik iliği bulunmaktadır. Trombositler, alyuvarlar ve pek çok akyuvar hücresi kırmızı kemik iliğinde meydana getirilirler.