Kanser tedavisi yöntemleri günümüzde neredeyse hastalara özel olarak uygulanmaya devam ediyor. Her ne kadar bu hastalığın tedavisi için kesin bir yöntem bulunmamış olsa da kanser tedavisi yöntemleri sürekli olarak geliştirilmeye devam ediliyor. Yaklaşık beş bin yıllık insana ait mumyada ve 80 milyon yıl öncesine ait dinozorların fosillerinde de tespit edilen, dünyanın var oluşuna kadar dayanan kanser hastalığı konusundaki teşhis ve tedavilerindeki gizem perdesi yavaş yavaş aralanıyor. Çünkü kanser tedavisi yöntemleri konusunda umut vaat eden gelişmeler yaşanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünya genelinde her yıl yaklaşık olarak 18 milyon kişiye kanser hastalığı tanısı konuyor. Bu kişilerin yaklaşık olarak 9 milyonu kanser hastalıkları nedeniyle hayatını kaybederken tıp dünyası günümüzde de kanser hastalığının iyileşme oranı artacak mı, kansere bağlı ölüm oranları düşecek mi sorusunun yanıtını aramaya devam ediyor. Yapılan istatistiki çalışmalara göre 2030 yılı geldiğinde dünya genelinde yaklaşık olarak 22 milyon kişiye kanser hasatlığı tanısı konacak. Ancak kanser tedavisi yöntemleri gelişmesiyle daha iyimser bir tablo ile karşılaşılacağı umuluyor.
Kanser Nedir ?
Çağımızda adına sıklıkla rastladığımız hastalık olan kanser, farklı organları etkiliyor. Kanser nedir sorusunun yanıtı ise; organ ve dokuları oluşturan hücrelerin çekirdek yapısının bozulması nedeniyle aşırı çoğalmaya başlaması ve de çoğalan bu yapısı bozuk hücrelerin vücuda yayılması, diğer organları da istila etmesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu durumda yapısı bozuk hücrelerin etkililiğini kaybetmesi için çeşitli kanser tedavisi yöntemleri uygulanıyor.
İnsandan insana kalıtsal olarak geçebilen kanser hastalığı, risk faktörü nedeniyle de çeşitli etkenlere maruz kalınması sonucunda da ortaya çıkabiliyor. Kısacası; insan vücudunda meydana gelen mutasyon ve benzeri özellik taşıyan değişiklikler, hücrenin çekirdek yapılarının bozulmasına ve kansere neden oluyor. Aynı zamanda zaman içerisinde biriken ve devam eden hücre bozulmaları, hücrelerin kontrol mekanizmalarından bağımsız olarak aşırı bir şekilde çoğalmasına, oldukça uzun bir süre canlı kalmasına ve diğer organlara da yayılmasına neden olabiliyor. Günümüzde erken tanı ve kanser tedavisi yöntemleri sayesinde, kanserli hücre başka organlara yayılmadan tedavi edilebiliyor.
Kanserin ve Kanser Tedavisi Yöntemleri Tarihi
Her yıl milyonlarca insanda tespit edilen kanser hastalığı tarihi oldukça eskiye dayanıyor. Hatta bu hastalığın yaşam ile birlikte ortaya çıktığı düşünülüyor. İnsanoğlunun kanser ile ilk kez ne zaman tanıştığı ve kanser hastalıkları konularında Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken şunları aktarıyor:
‘’Bunu 80 milyon yıl önce yaşamış dinozor fosillerinde kanserli hücre kalıntılarının bulunmasından anlayabiliyoruz. İnsanoğlu ile kanserin ilk tanışmasına kanıt olarak da M.Ö. 3 bin yıllarına ait olduğu düşünülen mumyalarda kanserli hücrelere rastlanılmasını söyleyebiliriz. M.Ö 460 ve 370 yılları arasında yaşamış olan ve tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat, kötü huylu tümörleri tanımlayarak, iyi ve kötü huylu tümörler arasındaki farkları ortaya koymuştur.
İnsan sayısının artası ile birlikte artan nüfusun istihdam edilmesi için ortaya çıkan endüstride kullanılan veya üretilen kanserojen potansiyel taşıyan çeşitli kimyasal maddeler, sigara ve alkol gibi hem bağımlılık yapan, hem de kansere yol açabilen maddelerin kullanımı, zararlı güneş ışınları, enfeksiyon etkeni değişik virüs ve diğer mikroorganizmalar, günümüzde gıda raf ömrünün arttırılması için kullanılan bazı zararlı katkı maddeleri kanser oranlarındaki artışın nedenleri olarak sayılabilir. Kanser, ihmal edildiğinde ölümcül bir hastalıktır. Bu nedenle erken dönemde teşhis son derece önemli. Çünkü kanser tedavisi yöntemleri sayesinde iyileşme sağlanabiliyor.Ölüm nedenleri arasında trafik kazaları ve kalp damar sistemi hastalıklarından sonra üçüncü sırada ye alır. Vücutta her organ veya dokuda kanser gelişebilir. En sık görülen kanserler olarak erkeklerde akciğer ve prostat kanseri, kadınlarda ise meme ve akciğer kanseri sayıyoruz.’’
Kanser Hastalığı Teşhisi ve Kanser Tedavisi Yöntemleri
Günümüzde ilerleyen tıp teknolojileri sayesinde kanser hastalığı teşhisi için oldukça önemli yol alınmış durumda. Kanser hastalığının teşhisi, tarama programları aracılığıyla tespit edilebilir durumda. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken, 21.yüzyılda kanser tanısı konmasında kullanılan teknolojilerin geliştiğini ve erken teşhiste önemli bir rol aldıklarını, kanser hastalığının teşhisinde hangi durumda olduğumuzu, kanser tedavisi yöntemleri hakkında bilgileri şu sözlerle ifade ediyor:
‘’Yeni tedavilerle ileri evre kanser hastalarında daha uzun bir yaşam süresi elde edilse de erken konulan teşhisler, ölüm oranlarındaki azalmanın hala en büyük nedeni. Erken teşhislerin artmasını sağlayan en büyük neden özellikle sık görülen kanserlerde uygulanan tarama programları oldu. Bu şekilde henüz belirti vermeyen birçok kanser çok erken evrelerde tespit edilebiliyor.Ayrıca iletişim araçları sayesinde toplum içinde bilinçlenmenin artışı ile aile bireylerinde kanserli yakınları olanların kendi istekleri ile kontrol edilmeleri, hafif yakınmaları olanların vakit geçirmeden bir sağlık kurumuna başvurmaları da erken teşhis oranlarını arttıran diğer etkenlerdir. Tıbbi cihazların ve kanser hastalığı teşhisinde kullanılan malzemelerin de teknolojik gelişmelere paralel olarak daha kaliteli bir hale gelmesi, çok erken aşamalarda kanserli hastaları tespit etmemize olanak sağlıyor.’’
Kanser Tedavisi Varmı | Kanser Tedavisi Nasıl Yapılır
Tıbbi teknolojinin gelişmesiyle kanser tedavisi alanında da gelişmeler kaydediliyor. Kanser hastalığı teşhisinde kaydedilen gelişmeler konusunda hangi noktada olduğumuzu Prof. Dr. Türken, erken teşhisin etkisiyle ölüm oranlarının da azalmasıyla açıklıyor. Kanser hastalığının tedavisinde bilindiği üzere cerrahi yöntemler, ışın tedavisi yani bir diğer adıyla radyoterapi ve kemoterapi dahil ilaç tedavileri kullanılıyor.
Erken teşhis ile kanser hastalığının tedavisinde cerrahi yöntemlerin, ileri evre kanser hastalıklarında da ilaç tedavisinin ön planda olduğunu belirten Türken, günümüzde bütün kanser tedavi yöntemleri birlikte veya ardışık olarak uygulanabilir diyor. Gün geçtikçe kanser hastalıkları tedavisinin bireysel bir hal aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Orhan Türken, kişiselleştirilmiş kanser tedavisi yöntemleri hakkında şu bilgileri veriyor:
‘’Artık klasik kemoterapi dışında akıllı denilen hedefe yönelik ilaçlar ile bağışıklık sistemini tümöre karşı daha aktif kılmayı hedefleyen immünoterapi gibi yeni tedavi seçeneklerimiz var. Tümör hücre yapısının daha iyi anlaşılması ve doğrudan tümörü hedefleyen yeni moleküllerin keşfi, kanser tedavisi yöntemleri çığır açtı diyebiliriz. Şimdilik bir kısım hastada başarılı olsa da önümüzdeki yıllarda yeni ilaçlarla birlikte tedavi spektrumu genişleyecek ve kanser ileri evrede bile olsa tamamen tedavi edilebilir bir hastalık haline gelecektir.’’ 
Kanser hastalığı teşhisi ve tedavisi konusunda pek çok umut veren gelişmelerin yaşandığına vurgu yapan Prof. Dr. Orhan Türken, günümüzde kadınlarda sıklıkla rastlanan meme kanseri teşhisi ve diğer kanser hastalıkları teşhisi ve kanser tedavileri nelerdir, kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar konuları hakkında da şu bilgileri aktarıyor:
‘’Günümüzde kullanılan mamografilerle meme dokusunda daha görünür tümör oluşmadan hastalık tespit edilebiliyor. Endoskopi cihazları ile bağırsak içinde tümör hücresi içerisinde küçük bir polip hemen tespit edilebiliyor ve alınarak tedavi edilebiliyor. Pozitron emisyon tomografi yani PET CT denilen cihazlarla vücudun neresinde olursa olsun hem bütün tümörler hem de bunların metabolik aktiviteleri saptanabiliyor.Tedavi açısından bakıldığında da hem cerrahi yöntemlerde hem radyoterapi tekniklerinde ve de en önemlisi kullanılan ilaçlı tedavilerde umut verici birçok gelişme sağlandı. Artık kanserli hastalarda sitogenetik ve moleküler yöntemlerle tümör dokusunun birçok özelliği araştırılmakta ve elde edilen verilere göre de hastalara bireysel olarak farklı tedavi seçenekleri sunulmaktadır.’’
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken, içinde bulunduğumuz çağda kanser hastalığı konusunda pek çok gelişme sağlansa ve sağlanmaya devam ediliyor olsa da erken teşhise dikkat çekiyor. Türken, kanser hastalığı tanısının geç konması durumuna iyileşmenin şimdilik pek de mümkün olmadığını söylüyor ancak hastanın daha uzun ve daha kaliteli bir hayat sürmesi için bazım önlemlerin alınabileceğine vurgu yapıyor.
Erkeklerde Akciğer Kanseri, Kadınlarda Meme Kanseri Yoğunlukta
Yapılan araştırmalar, dünya genelinde erkeklerde akciğer kanseri, kadınlarda da meme kanseri yoğunluğu olduğunu gösteriyor. Türkiye’de ise erkeklerde en sık görülmekte olan kanserler sırası ile; akciğer kanseri, prostat kanseri, kolon kanseri, mesane kanseri ve mide kanseri olarak karşımıza çıkıyor. Bu sıralama, dünya geneli baz alındığında; akciğer kanseri, prostat kanseri ve kolon kanseri olarak biliniyor.
Kadınlarda ise en sık tanı konulan kanser türü olarak ilk sırada meme kanseri yer alıyor. Meme kanseri sonrasında ise sırayla; tiroid kanseri, kolon kanseri, rahim ağzı kanseri ve akciğer kanseri geliyor. Ancak dünya genelinde kadınlarda en sık kanser türü de meme kanseri olarak karşımıza çıkıyor.
Kanser Artışı, Nüfus Artışından Fazla!
Kanser hastalıkları ile ilgili olarak yapılan araştırmalara bakıldığında; kanser hastalıklarının artışının, nüfus artışından fazla olduğu görülüyor. İstatistiksel olarak bakıldığında; 18,1 milyon yeni kanser teşhisi, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 9,8 milyon olarak biliniyor. Yani kanserin artış hızı yüzde 20 olarak belirleniyor. Düşük gelirli ülkelerde de 20 yıl içerisinde kanser artışının olası olarak yüzde 60 olacağı düşünülüyor. Eğer kanser tedavisi yöntemleri çalışmaları umulduğu gibi olumlu tablolar ortaya koyarsa bu sayıların düşeceği düşünülüyor.
