
Hiç bir fırça darbesinin insanlığın kaderini belirleyebileceğini hayal ettiniz mi? Fransız yapımı Claire Obscure: Expedition 33, tam da bu hayali gerçeğe dönüştüren eşsiz bir deneyim sunuyor. Sanki bir şiirin içine düşmüşsünüz gibi. Işık, ses, atmosfer, karakterler... Hepsi bir tablo gibi. Ama bu tablo, zamanla yarışan bir umutsuzluğun içinden doğmuş bir sanat eseri.

Sanatla Örülmüş Bir Oyun Stüdyosu: Claire Obscure’un Doğuşu
Her devrim bir “yeter artık” çığlığıyla başlar. Sandf Interactive, 2020 yılında Fransa’nın Lyon kentinde, AAA oyunların tekrara düştüğü atmosferde nefes almak isteyen genç bir ekip tarafından kuruldu. Ubisoft ve Eidos gibi devlerde çalışan ama kendi anlatılarını kurmak isteyen bu ekip, "Ya kendi oyunumuzu yaparız ya da sonsuza kadar başkalarının hayalini kodlarız." diyerek yola çıktı.

Estetik Bir İsyan: Claire Obscure Expedition 33
Unreal Engine 5’in tüm potansiyeliyle hayat bulan Expedition 33, sadece bir oyun değil, adeta bir sanat manifestosu. Karakterlerin her animasyonu, günün duygusal tonu tartışılarak hazırlanıyor. Tasarımcılar sabah kahvesi yerine hisleri tartışıyor. Atmosferi, Fransız edebiyatının o melankolik ve derinlikli havasıyla yoğrulmuş. Görsel dil, Lovecraft’ın kozmik korkusuyla Miyazaki’nin masalsı gerçekçiliğini aynı potada eritiyor.

Kırılma ve Gomaj: Tabloyu Yarım Bırakan Felaket
Oyun, Lumir adında bir şehirde geçiyor. Sessizliğe gömülmüş, var olduğu kadar unutulmuş bir şehir. 67 yıl önce yaşanan "Kırılma" adı verilen olayla dünya sessizliğe gömülmüş. Bu olay, klasik bir felaket değil; bir ressamın fırçasını durdurması gibi yarım kalan bir hikâye. Ardından gelen "Gomaj" ise Fransız ressamların hatalı gördüğü yerleri silmesi anlamına geliyor. Ancak bu sefer silinen hatalar değil, doğrudan insanlığın kendisi.

Ritüel ve Yok Oluş: Pain ve Monolit
Her yıl, esrarengiz ressam Pain monolitin üzerindeki sayıyı bir azaltıyor. O sayıyla yaşı örtüşen insanlar sessizce yok oluyor. Ne çığlık ne savaş. Sadece silinen bir hayat. Başta bu ölümü kabullenen halk, zamanla bu sessizliğin içindeki acıyı fark etmeye başlıyor: yaşlanmak yok, doğumlar durmuş ve kimse artık yaşamıyor, sadece var oluyor.

İsyan: Expedition 33’nin Doğuşu
Bu baskıya karşı ilk kıvılcım yanıyor ve kendilerine Keşif Timi adını veren gençler harekete geçiyor. Yaşları 33’ü bile geçemeyen bu savaşçılar artık yaşlanamayan bir zamanın içinde büyümeye çalışan figürler. Bu grubun başında ise Gustav var. Sevdiği kadını "Gomaj"da kaybetmiş, travmalarla yoğrulmuş ama hâlâ dimdik ayakta bir lider.

Paris’in Harabelerinde Hayatta Kalmak
Timin görevi, Paris’in yıkıntılarında ilerleyip monolitin sırrını çözmek. Ancak karşılarında beklenmedik biri çıkar: yaşlanmış bir asker. Bu, sistemin kuralını bozan bir anomalidir. Ardından gelen saldırıda ekip büyük kayıplar verir. Hayatta kalan Gustav olur. Ama bu bir zafer değil, bir uyanıştır. Kabus yeni başlıyordur.

Bir Mektup, Bir Umut: Mila’nın Mesajı
Yalnız olduğunu düşünen Gustav, bir ağacın gövdesine kazınmış bir yazıyla umut bulur. Bu yazı Mila’ya aittir — üvey kız kardeşi. Onun hâlâ hayatta olduğunu öğrenmek Gustav’a yeniden yaşama sebebi verir. Yol karanlık, düşmanlar soyut ama artık yalnız değildir.

Expedition 33: Sanat, Ölüm ve Anlam Arayışı
Claire Obscure: Expedition 33, klasik oyun kalıplarını yıkarak sanatı merkezine alan, varoluşsal krizlerle örülmüş bir oyun. Her ölüm, karakterin iç dünyasında yankı bulan bir deneyim. Oyunun çatısı ise sadece görsel ya da işitsel değil, felsefi bir derinlik taşıyor. Burası ölümlerin değil, anlamların savaşı.