featured

Merak Edilen Yönleriyle Uzay Hukuku Nedir | Uzaya Serbest Erişim ve Kullanım Hakkı…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Uzay Hukuku, Uzay hakkında merak edilenler konuları arasında ilk sıralarda yer alıyor. En genel tanımı ile Hukuk; bireyin, toplumun ve devletin eylemlerini ve birbirleri ile olan ilişkilerini düzenleyen normatif bir bilim dalıdır. Bu anlamda hukuk aynı zamanda, ortak yaşamın güven ve huzur içinde devamını kamu gücü ile sağlayan ve yaptırımlar ile güvence altına alan kurallar bütünü olarak da tarif edilebilir.

Uzay Hukuku Nedir?

Uzay hukuku nedir? 4 Ekim 1957 yılında uzaya fırlatılan ilk uzay aracı ile insanlığın uzay macerası başlamış ve hız kesmeden günümüze kadar ulaşmıştır. Bu kapsamda Uzay Hukuku kavramıysa temel ilkeleri de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun çalışmaları ile ortaya çıkmıştır. Bu hukuk dalı halen daha gelişim gösteren ve insanların uzay faaliyetlerini düzenleyen kurallar bütünüdür ve yüzünü uzaya dönmüş insanlığın geleceği açısından da son derece önemlidir.

Uzay Hukukunun Temel Kaynakları

Uzay Hukuku nedir? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ortaya konan ilkeler ile temellenen “Uzay Hukuku”, genel anlamda uluslararası hukukta görüldüğü gibi uluslararası sözleşmelere dayalıdır. Bu bağlamda uzay hukuku doğuşu kapsamında;

1967 tarihli Uzay Sözleşmesi,1968 tarihli Kurtarma Sözleşmesi,1972 tarihli Sorumluluk Konvansiyonu,1975 tarihli Tescil Konvansiyonu,1979 tarihli Ay Sözleşmesi

Gibi uluslararası anlaşmalar Uzay Hukuku alanının genel çerçevesini çizerler ve bazı genel yükümlülükleri belirlerler.

Uzay Hukuku Kapsamındaki Temel Belirlemeler Nelerdir?

Deniz seviyesinden başlayarak 100 km’ye kadar olan yüksekliğin ötesi “uzay” olarak kabul edilmektedir. Bu kabul doğrultusunda 100 km’ye kadar olan yükseklikler ve hava sahaları, üzerinde bulundukları devlete aittirler. 100 Km’yi aşan yükseklikler ise uzay olarak kabul edilir.

Uzay hukuku kapsamında temel prensipler arasında ise;

Uzayın tüm insanlığın hizmetinde bir bölge olarak tanımının yapılması,Uzay boşluğunun herhangi bir devlet ayrımı olmaksızın keşfi ve aynı zamanda kullanım serbestisi,Uzay boşluğunun herhangi bir devlet tarafından egemenlik sahası olarak ilan edilemeyeceği

 Gibi temel ve ana ilkeler yer alır. Yine uzay boşluğunun korunması, uzay araçlarının neden olduğu hasarların sorumluluğu, uzay konusundaki anlaşmazlıkların uluslararası sözleşmeler ve ilkeler kapsamında çözümü, astronot ya da uzay araçlarının kurtarılmasına ilişkin faaliyetler, uzay atıklarının hukuki durumu, uzay boşluğunda karşılaşılabilmesi muhtemel tehdit ve tehlikeler, uzay teknolojileri alanındaki uluslararası iş birliği gibi konularda uzay hukuku kapsamında ana bazı konular olarak karşımıza çıkar.  

Uzay Hukuku ve Türkiye Üzerindeki Gelişim Süreci

Peki uzay hukuku ve Türkiye üzerindeki gelişim süreci nasıl? 1957 yılında uzaya gönderilen ilk uydu ile başlayan ve dış uzayın keşfi ile sonuçlanan, şu anda da Mars gibi dış gezegenlere gönderilen uzay araçları ile süren uzay rekabeti, dünya üzerinde yer alan tüm ülkelerin gündem konuları arasında yer alıyor.

Bu anlamda sadece uzaya çıkabilen değil tüm ülkelerin haklarının korunması açısından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 18 Aralık 1958 tarihinde alınan bu alandaki ilk karar,  uzay hukuku kavramının gelişimi açısından son derece önemlidir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bu önemli kararında, uzayın ancak barışçıl amaçlarla kullanılabileceğine vurgu yapmıştır ve bu doğrultuda “Birleşmiş Milletler Dış Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi” yani UNCOPUOS kurulmuştur. 1959 yılında faaliyetlerine başlayan bu önemli komite;

Dış uzayın barışçıl olarak kullanımında, uluslararası iş birliğinin kapsam ve mahiyetini incelemek,Birleşmiş Milletler kapsamında uzay ile ilgili programları planlamak,Dış uzay konusunda bilginin yayılmasını teşvik etmek,Bu alanda doğan ve doğabilecek hukuki problemleri incelemek

Gibi temel misyonlar ile hukuk alt komitesi ve bilim – teknoloji alt komitesi olmak üzere iki ayrı alt komite şeklinde çalışmalarını devam ettiriyor. Bu komite, uzay alanında karşılaşılabilmesi muhtemel teknik ve hukuki konuların, Birleşmiş Milletler nezdinde tartışılacağı ve karara bağlanacağı ilk platform olma özelliğini de koruyor.

Uzay Hukuku ve Serbest Erişim – Serbest Kullanım

Uzayın Magna Carta’sı (tarihteki ilk yazılı anayasa) olarak kabul edilen 1967 tarihli Uzay Sözleşmesinin ikinci maddesinde de açıkça belirtildiği üzere gök cisimleri de dahil olmak üzere uzayın ve uzay boşluğunun herhangi bir parçasının, herhangi devlete ya da ulusa tahsis edilmesi veya bir devlet egemenliğine alınması mümkün değildir. Bu uzayın, dünyadan farklı olarak uluslar ve devletler arasında bölüşülmesinin engellenmesi adına son derece önemlidir.

Yine 1967 tarihli Uzay Sözleşmesine göre, bütün devletlerin uzaya özgür bir şekilde erişim, keşif ve kullanım hakkı bulunmaktadır. Bu anlamda hiçbir devletin, uzay faaliyetleri noktasında herhangi bir kurum ya da merciden izin alması, ücret ödemesi gibi yükümlülükleri de bulunmaz. Tüm bu bilgiler Uzay Hukuku konusunun ne kadar önemli olduğunun farkına varılabilmesini sağlayacaktır.

Günümüzde geliştirilen uzay teknolojileri sayesinde (örneğin uzay uyduları gibi) dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insan iletişimden bağlantıya kadar birçok alanda büyük kolaylıklardan faydalanabiliyorlar. Devlet ayrımı olmaksızın, her ulus açısından eşit şekilde uzaya serbest erişim ve serbest kullanım imkanı sunan ve bunları güvence altına alan “Uzay Hukuku”, bu yönüyle uygulanabilir ideallerin bir yansıması olarak geleceğimiz adına da önemli bir adım ve gelecek nesillere önemli bir miras olarak öne çıkıyor. 

YouTube video

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

OKU Haber Dergi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!