Müthiş Psikoloji kitabı, adından da anlaşıldığı üzere psikolojik – kişisel gelişim kitabıdır. Daha çıktığı ilk günden itibaren okuyucuların dikkatini çeken kitap kısa sürede ‘En Çok Satan Kitaplar’ bölümünde yerini aldı.
Okuyucular bu kitabın ne anlattığı konusunda merak doldular. Sürekli kitap incelemesi olarak sunulan Müthiş Psikoloji kitabı herkesin elinde böylece var olmaya başladı.
Peki bahsedilen bu kitap ne anlatıyor? Müthiş Psikoloji’nin yazarı kim? İşte tüm ayrıntılarıyla Müthiş Psikoloji kitap incelemesi…
Müthiş Psikoloji konusu hakkında ayrıntılı bir bilgi vermeden önce kitap hakkında merak edilen temel konulara değinelim.
Herkes tarafından yapılmasa da bazı okuyucuların kitap almadan önce dikkat ettiği ilk husus kitap kapak tasarımlarıdır. Kitaba dair aslında ilk izlenim burada aktarılır.
Yalnız Müthiş Psikoloji kitabını ilk incelediğinizde kapakta bir eksiklik gözünüze çarpacak. Kitabın yazarı hakkında ne dışında ne içinde bir belirti bulunmuyor.
Hatta bir yanılgıyı da düzeltelim, aslında Müthiş Psikoloji’nin kitabın ismi değil de yazarlarına ait olduğunu söylesek ne düşünürsünüz?
Evet gerçek tamamen bu yönde. Kitabın tek bir yazarı bulunmuyor. Kollektif bir kişisel gelişimci ve psikoloji uzmanlarının bir araya gelerek yazdığı psikolojik bir kitaptır.
Biraz araştırıldığında yazarların bu konuda yaptığı açıklamaya denk gelebilirsiniz. Müthiş Psikoloji’nin ortaya çıkış hikayesi kendileri tarafından şöyle belirtiliyor:
‘’ Kitabı birden fazla insan bir araya gelerek oluşturduk. Her bir yazarın ismini belirtmek külfetli olurdu ancak yine de belirtebilirdik. Fakat biz burada ön planda olan konunun yazar ismi değil, kitapta anlatılanlar olmasını istedik.Uzunca bir süre düşündükten sonra yazar grubunu temsil etmesi amacıyla ‘Müthiş Psikoloji’ adında karar kıldık. Bu yazarları temsilen bulunarak yeterli olacaktı. Yazarlarımızın amacı kitabın ana konusunun önüne geçmeden arka planda durması. Böylece iletmek istediğimiz mesajı daha ön planda tutabilirdik.’’
2019 yılında ilk olarak kitap raflarında kendine yer bulan bu kitap, Destek Yayınları tarafından satışa sunulmuştur. Kitap hem kendi yayınının hem de diğer yayınlar arasında o yıl başta olmak üzere bir-iki yıl boyunca en çok satılan kitaplar arasında yer aldı.
Bir dönemin neredeyse herkesin ağzından düşmeyen kitabı Müthiş Psikoloji Hayır Diyebilme Sanatı sadece 176 sayfaya sahip. Çok ince bir kitap oluşu özellikle bir oturuşta kitap bitirmeyi sevenler tarafından çok beğeniliyor.
Kitabın isminden yola çıkarak aslında ‘hayır diyemiyorum’ diyen herkes tarafından okunabilir. Belirli bir taktik almaktan ziyade en azından bu konuda yalnız olmadığınızı ya da hayır diyemediğiniz durumlarda özgürlüğünüz üzerindeki etkilerini görebilirsiniz.
Bununla birlikte kitabın daha çok ‘hayır’ demekte zorlanan 14-20 yaş aralığındaki ergen kesime hitap ettiğini söylemek çok da yanlış olmaz. Ergenlerde görülen akran grubunda dışlanmamak adına her teklife evet demenin etkilerini de kitapta bulabiliyorsunuz.
Kitap normalde 25 TL fiyatı ile raflarda yerini alırken internette bazı kitap sayfalarında indirimli fiyatlarıyla da bulunuyor. Günümüz itibariyle kitap D&R sayfasında indirimli olarak 15 TL şeklinde satışa konulmuştur.
Müthiş Psikoloji sözleri ile bazı okuyucularında derin etkiler bıraktı. Bu durum da kitabın giderek yaygınlaşmasında, duyulmasında etkili oldu.
Durum böyle olunca fiziksel olarak kitabı alamayanlar Müthiş Psikoloji PDF arayışına girdi. Kitapların PDF olarak internette bulunması normal şartlarda bir hak ihlalidir ve korsana girmektedir.
Ancak yine de kimi sayfalarda PDF formatlarını görmek mümkün. Dilerseniz telefonunuza ait kütüphane bölümünden PDF formatında ücretli bir şekilde usulüne uygun indirip okuyabilirsiniz.
Gelgelim kitapla ilgili en çok merak edilen konuya! Eğer okuma alışkanlığınız; bir roman ya da hikaye gibi olay örgüsüne dayalıysa bu kitabın size göre olmadığını belirtmek gerekiyor.
Zira kitap baştan sona parça parça bölümlerden oluşan ve aralarında olay örgüsü geçmeyecek şekilde oluşturulmuştur. Kitabın ana teması ise ‘özgürlük’, ‘hayır diyebilme’, ‘kısıtlılık’ konuları üzerine kurulmuştur.
Aslında hayır diyemeyen insanların özgürlüğü konusunda nasıl bir fedakarlıkta bulunduğu, özgürlük sanılan durumların farklı olduğuna da vurgu bulunuyor.
Hatta kitabın arka sözü olarak da;
‘’Gerçekten özgür müsünüz? Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük? Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa?’’ şeklinde ilerliyor. Ve temelde insana asıl özgürlüğün ne olduğunu hissettirmeye çalışıyor.
Özgürlük tanımını kavrattıktan sonra özgürlüğü toplumda ne çok kısıtlayan durumlardan birisi olan ‘hayır diyememek’ konusuna da yoğunlaşıyor.
Çok olmamakla birlikte Müthiş Psikoloji Hayır Diyebilme Sanatı kitabında birkaç örnek vaka da okuyuculara sunuluyor. Aynı zamanda hayır diyebilme konusunda psikanaliz incelemeleri de mevcut.
Öncelikle belirtmek gerekiyor ki her ne kadar uzunca bir süre kitap en çok satılanlar listesinde bulunsa da kitabı beğenmeyenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur.
176 sayfalık Müthiş Psikoloji kitabının eleştirileri özellikle birkaç noktada çok sık vurgulanıyor. En azından Türk okuyucular tarafından ortak bir noktada buluşulduğunu söylemek mümkün.
İşte Müthiş Psikoloji’nin yazdığı Hayır Diyebilme Sanatı kitap eleştirileri…
İlk bakışta 176 sayfalık bir kitap ne kadar tekrara düşebilir ki? diye düşünebilirsiniz. Haklısınız da. Ancak kitabı okumaya başladıktan sonra çok değil kısa bir süre sonra bu durumun içinde kendinizi buluyorsunuz.
Kitap çok daha az sayfada anlatabileceği aslında sürekli tekrara düşerek ancak 176 sayfaya ulaşıyor. Bu durumda da özellikle kitap hakkında büyük beklentiye girenler hayal kırıklığı yaşıyor.
Her ne kadar bir oturuşta bitirebileceğiniz bir kitap gibi görünse de tekrarlarla dolu, takla attırılmış aynı mesajlı bir yapıya sahip olması sıkılanların kitabı bırakmasına da sebep olabiliyor.
‘Müthiş Psikoloji Hayır Diyebilme Sanatı’ okuduğunuzda aklınızda ne canlanıyor? Birçok okuyucuda olduğu gibi yüksek ihtimalle siz de bu kitabı okuduğunuzda hayır diyebilme konusunda gelişeceğinizi düşünüyorsunuz.
Ancak yanılıyorsunuz!
Kitabın size hayır diyebilmeyi öğretmek gibi pek de bir gayesi yok. Daha çok hayır diyememekten kaynaklı olarak ortaya çıkan kısıtlamalara vurgu yapıyor. Evet demenin illaki gerekli olduğuna değinse de evet diyebilmeye çıkacak yolun pek de üzerinde durmamış.
Psikolojik bir kitapta Sigmund Freud Psikanaliz incelemesinde bulunmak çok da absürt değil. Fakat yapılan bu psikanaliz incelemeleri maalesef bir sonuca ulaşmıyor.
Bununla Müthiş Psikoloji sözleri herhangi bir şekilde referans, kaynakça içermiyor. Özellikle bu konuda dikkatli olan bir okuyucuysanız, her okuduğunuz cümle sonrasında bilginin gerçekliğini sorgulama ihtimaliniz yüksek.
Zira psikoloji temelli oluşturulan neredeyse tüm kitaplarda referans gösterilir, gösterilmelidir. Bu kitaplar bir bilim dalını temsil etmekle birlikte doğruluğu kanıtlanmış bilgilerle içerik oluşturulmalıdır.
Her kitapta kültürler arası bir inceleme yapmak mümkün olmayabilir ya da şart değildir. Ancak söz konusu psikolojik bir inceleme ya da psikoloji etkili bir olaysa her çerçeveden ele alınması gerekir.
Psikoloji alanında uzman kişiler bildiği ve kabul ettiği bir durum söz konusudur: ‘’Kişi hangi din, dil, ırk ya da mezhep sahibi olursa olsun herkes ile eşittir. Ayırt edilmez.’’
Herkesin kabul edildiği bir toplum bulunsa da kitapta daha çok belirli toplumun etkilerinde kabul görecek şekilde inceleme ele alınmış gibi duruyor.
Mesela kitapta bahsedilen birçok konu ya da olay Türk kültürüne sahip birçok ülkede kabul edilmesi zor olaylar. Tabii ki insan hayır diyebilmeli ancak bunu hangi koşullarda gerçekleştirdiği de önemli.
Çünkü bu husus (yani hayır diyebilme) yaşanan kültür, sahip olunan ahlaki kurallar ve etik değerlere bağlıdır. Tek başına kalkıp ‘’İstemediğinize hayır diyip geçin!’’ demekle durum yanlış ilerler.
Özellikle bir de ergen bir kişinin bu kitabı okuduğunu düşünsenize? Halihazırda karmaşık olan dünyasında bu yola sorgusuz sualsiz tutulup gittiğinde ailesine ‘iyi bir konuda’ dahi hayır diyebilmesi ortalığı tamamen karıştıracaktır.
Bu yüzden bazı konuların kültürel bazda değişiklik gösterebileceği, hayır demenin elbette önemli olduğunu fakat bunun kişisel bağımsızlık kadar yanlış kullanımında ‘yalnızlık, aşırı bireysellik’ gibi durumlara yol açtığı vurgulanmalıydı.
Unutulmamalı ki, birey tek başına bir şey anlam ifade etmez. Topluma dahil olmak adına kendi benliğinden vazgeçmesi gerekmez ancak iletişim gibi çok kuvvetli bir silahı etrafınıza sürekli hayır diyerek sıkmamalı, aksine ara bulucu rolünü zaman zaman alarak kullanmalısınız.
Yani her zaman hayır diyerek değil.
Müthiş Psikoloji oku ya da okuma. Kitapta da bahsedildiği üzere hayır diyebilmenin gerçekten kişinin ‘benlik’ oluşturma konusunda ciddi bir önemi bulunuyor.
Her duruma, herkese evet diyen insan önce kendi sonra çevresindekiler için zarar verici bir konuma gelir. Sürekli evet demek başkalarına bağımlı olmanın diğer bir yansımasıdır.
Ancak bu evet-hayır meselesi duruma göre incelenerek hareket edilmelidir. Tek bir bakıştan yola çıkarak ‘canın istemiyorsa hayır de’ şeklinde gerçekleşmemelidir.
Mesela çok uç bir örnek olsa da bir düşünün; Acil kana ihtiyacı olan bir hasta bulunuyor. Ve kanı uyuşan ilk insan olarak size ulaşıldı. Hastane ulaşılabilir bir konumda ancak biraz trafik çekmeli ve bir müddet yol gitmelisiniz.
Canınız o an istemedi ve hayır dediniz. Peki hastaya ne olacak?
Elbette hayır deme lüksüne sahipsiniz. Ancak insanı insan yapan değerler bulunur. Etik değerler, ahlaki bilgiler adı her ne olursa olsun işin içine bu tarz bir durum girdiğinde sadece canınızın isteyip istememesine bakmayabilir.
Bu yüzden sınırların sağlıklı bir şekilde çekilmesi gerekiyor. Size kötü bir alışkanlık kazandıracak, zararı dokunacak ya da sizi siz yapmaktan uzaklaştıracak olaylara hayır demeniz kadar doğalı yoktur.
Yaşadığınız olaylara ahlakınız, değerleriniz, duygu ve düşüncelerinizi birlikte inceleyerek karar vermeniz en doğru işlem olacaktır.
Özellikle psikolojinin de üzerinde durduğu iletişim modelleri bulunur, çatışma çözme stratejileri olarak da bilinir. Bu iletişim modellerinde ‘köpek balığı’ isteklerini zorla elde eder. ‘Ayıcık’ hayır diyemez ve isteklerinden vazgeçer.
‘Kaplumbağa’ olay çıkmasından çekinir ne etliye bulaşır ne de sütlüye ama amaçlarından da vazgeçer. ‘Tilki’ ise amaçlarına ulaşma konusunda tam zevki yakalamasa da çakallık peşindedir.
‘Baykuş’ ise istenen modeldir. Hem amaçlarından vazgeçmez (yerine göre hem hayır hem evet der) hem de karşı tarafı kırmadan, dökmeden hareket eder.
Siz de hayatınızda, iletişiminizde Baykuş olmalısınız. Ve bir baykuş olmak sürekli ‘hayır’ demekle gerçekleşmez.
ORDAN BURDAN
20 saat önceORDAN BURDAN
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.