featured

Hukuk Sistemimizde Evlenme Engelleri Nelerdir? Kesin Nitelikte Engeller ve Kesin Nitelikte Olmayan Evlenme Engelleri

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Toplumun en küçük ve temel sosyal yapısı olan aileyi oluşturan evlilik birliği hukuk sistemimiz içerisinde ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Nişanlılıkta dahil olmak üzere evlilik aşamaları belirlenirken 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 129 ve devam maddelerinde evlenme engelleri de düzenlenmiştir. Evlenme engelleri kapsamında toplum yapısı da gözetilerek yapılan sınırlamalar karşımıza iki kısım evlilik engelleri türünü çıkarır.

Bunlardan ilk grup kesin evlenme engelleridir ki evlenmeyi mutlak butlan ile sakat kılar ve evliliğin hükümsüz olması sonucunu doğurur.İkinci kısım ise kesin nitelikte olmayan evlilik engelleridir ve bu engellere rağmen evlilik gerçekleşmiş ise evlilik geçerliliğini sürdürür yani bu engeller evliliğin geçerliliği konusunda etki yapmazlar.

Kesin Nitelikteki Evlenme Engelleri

Kesin nitelikte olan evlenme engelleri üç kısma ayrılır ve bu sebeplerin varlığı durumunda evlilik hükümsüz duruma gelir ve geçerli bir evlilikten söz edilemez. Kesin evlenme engelleri Türk Medeni Kanunumuzda hısımlık, var olan mevcut evlilik, akıl hastalığı olarak sayılır.

Hısımlık

Kesin evlenme engeli olarak Türk Medeni Kanunu 129. Maddesinde düzenlenen hısımlıkta kendi içerisinde kan hısımlığı, kayın hısımlığı ile evlatlık ilişkisi olarak üç ayrı bölüme ayrılır.

Kan hısımlığı yönünden alt soy, üst soy, kardeş, amca, teyze, dayı, hala ve yeğen arasında evlenme yasağı vardır. Üçüncü dereceye kadar kan hısımları arasında bu şekilde evlilik yasağı bulunur. Bu yasak hem ahlaki hem de tıbbi gerekçelere dayanır. Doğacak çocukların ve neslin sağlığı açısından da üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile evlenme yasağı önemlidir.

Kayın hısımlığı açısından bakıldığında ise, bir eşin akrabalarının diğer eş yönünden de akraba olması durumu vardır. Kayın hısımlığı oluştuğunda eşler arasındaki evlilik sona erse de bu kayın hısımlığı sürer. Evlilik birliği sona ermiş bulunsa bile eşlerden biriyle diğer eşin altsoyu ve üstsoyu arasında evlenme yasağı vardır ve bu şekilde bir evlilik geçersiz olur.

Evlatlık bağı da hısımlık içerisinde sayılır. Evlatlık ilişkisi kurulduğunda evlatlık ile evlat edinen ya da bunlardan biriyle diğerinin eşi ve altsoyu arasında da evlilik yasaktır ve bu hallerde kesin evlenme engelleri arasında sayılmıştır.

Var Olan Mevcut Evlilik

Türk Medeni Kanunu 130 ve 131. Maddelerinde bulunan düzenlemelerde tekrar evlenmek isteyen kişinin önceki evliliğini sonlandırmış olması gereklidir. Hukuk sistemimiz tek eşliliği yani monogamiyi benimsemiştir. İkinci kez evlenmek isteyen kişi birinci evliliğinin sona ermiş olduğunu ispat ile yükümlüdür. Eğer ki eşlerden biri evlenme anında başka biri ile evli ise bu yeni evlilik mutlak butlan ile sakat hükmündedir. Kaybolma yani gaiplik durumunda da mahkemece evliliğin feshine karar verilmeden yeni bir evlilik yapılamaz.

Akıl Hastalığı

Türk Medeni Kanunu 133. Madde de düzenlenen Akıl hastalığı da evlenme yasakları arasında bulunur. Madde düzenlemesine göre, akıl hastaları yönünden evlenmelerinde tıbbi açıdan sakınca bulunmadığının resmi sağlık raporu ile anlaşılmadığı sürece evlenme yasağı bulunur. Bu konuda önemli olan nokta akıl hastalığının derecesidir.

Bu noktada önemli bir noktada ayırt etme gücü açısından ortaya çıkar, ayırt etme gücü evlilik ehliyeti için gerekli olduğundan ayırt etme gücü olmayan akıl hastası zaten evlenemez. Bu düzenleme ayırt etme gücünü tam anlamı ile ortadan kaldırmayan akıl hastalıklarına dairdir.

Kesin Niteliğe Sahip Olmayan Evlenme Engelleri

Kesin nitelikte olmayan evlenme engelleri açısından kesin evlenme engellerine göre önemli farklar bulunur. Bu kesin olmayan engellerinin yapılacak evlenme işleminden önce ya da evlenme esnasında anlaşılması durumunda evlenme işlemi gerçekleşemez. Ancak bu kesin olmayan engeller evlilik işleminden sonra yani evlilik birliği kurulmasından sonra ortaya çıkar ve anlaşılırsa evlilik birliğine etki edemezler yani evliliğin geçerliliğini etkileyemezler. Bu noktada önemli ayrıt bu engellerin evlilik işleminden önce anlaşılmasıdır. Buna rağmen evlilik gerçekleşmiş ise artık bu evlilik normal bir evliliğinin tüm hükümlerini ve sonuçlarını doğurur.

Bekleme yani İddet Müddeti

Kesin nitelikte olmayan evlenme engelleri kapsamındaki ilk hal Türk Medeni Kanunu 132. Maddede düzenlenen bekleme yani iddet müddetidir. Bu süre yalnızca kadınlar açısından geçerlidir. Yani bir kadın önceki evliliğinin sona ermesinden başlayarak 300 gün süre geçmedikçe yeniden bir evlilik yapamaz. Bu evlenme yasağı soy bağında karışıklık olmasını engellemek için düzenlenmiştir. Ancak belirtildiği gibi bu kesin bir evlilik engeli değildir, bu süreyi beklemeden evlenen kadının evliliği geçerliliğini korur. Ayrıca bu süre doğurmakla sona erebileceği gibi önceki evlilikten gebe olunmadığının resmi sağlık kuruluşu raporu ile anlaşılması durumunda da bekleme gerekmez. Yine eski eş ile tekrar evlenme durumunda da bu sürenin beklenmesine gerek olmaz.

Bulaşıcı Hastalıklar

Türk Medeni Kanununda hastalıklar yönünden yalnızca akıl hastalığı evlenme yasağı kapsamına alınmış ise de; Umumi Hıfzısıhha Kanunu yani Genel Sağlığın Korunması Kanununda bulaşıcı hastalıklar olan belsoğukluğu, frengi, cüzam, yumuşak şankr olanların iyileştikleri veya bulaşma tehlikesinin olmadığı hususu doktor raporu ile belgelenmediği sürece evlilik yapmaları yasaktır. Ancak bu kesin bir evlenme yasağı olmadığı için bu hastalıkları taşıyanlar bir evlilik gerçekleştirmiş iseler bu evlilik geçersiz duruma gelmez ve geçerliliğini korur, normal evliliğin tüm sonuçlarını ve hükümlerini doğurur.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

OKU Haber Dergi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!