featured

Veda Hutbesi Neden Önemlidir ? Veda Haccı ve Peygamberimizin İnsanlığa Öğütler

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Peygamberimiz veda hutbesi gibi önemli bir metni okuduğu veda haccı öncesinde, hicretin onuncu yılında Ramazan ayında adeti üzere inzivaya çekildi. Önceki yıllar on gün inzivada kalıyordu ancak bu yıl yirmi gün inzivada kalmıştı. Ramazan ayında inzivada Cebrail (as) ile birlikte Kuran okuyordu.

YouTube video

Son defa hac yaptığı sene Cebrail (as) ile iki defa Kur’an-ı Kerim ’i hatmetmişti. Resulullah (sav), bir önceki yıl hac yapmak istemişti ancak müşrikler çıplak bir şekilde tavaf yaptığı için bir yıl öncesinde hac farizasını yerine getirmedi. Tevbe suresi birinci ayetin inmesiyle birlikte müşriklerin kabeye girişi yasaklandı. Bu yasaktan sonra hiç bir müşrik Harem-i Şerife giriş yapamadı.

Hicretin onuncu yılında hac ziyaretinde sadece Müslümanlar bulundu. Hz. İbrahim (as) zamanından bu yana ilk defa Kabe müşriklerden arındırıldı. Hicretin onuncu yılında peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), bütün Müslümanlarla birlikte hac yapmak istediğini bildirdi. Müslümanlar da Peygamberimiz (sav) ile birlikte veda haccı farizasını yerine getirdi. 

Veda Haccı Nasıl Başladı ?

Hz. Muhammed Mustafa (sav) Zilhiccenin 25. günü hicretin onuncu yılında Medine’den çıkış yaptı. Yerine Ebu Dücane Es-Saidi bıraktı. Peygamberimiz aleyhisselamın ilk durağı Zülhuleyfe’dir. Burada Peygamberimiz 2 rekat namaz kıldı.

El Beyda’da iki rekat namaz kılan Rasulullah 30 bin kişilik hac kafilesi ile Mekke’ye doğru hareket etti. Yolculuk meşakkatini çekebilen herkes yollara düşmüştü. On günlük hac yolculuğuna katılım hızla artmaya devam ediyordu. 30 bin kişilik kafile Mekke’de 100 bini buldu. Mekke bu kadar insanı bir arada görmemişti. Dağ taş insan dolmuş hep bir ağızdan Lebbeyk sesleri yükseliyordu.

“Lebbeyk! Allahumme Lebbeyk! Lebbeyk! La şerike leke lebbeyk. İnnel hamde ven- ni’mete leke velmülk la Şerike lek ” 

Veda haccı esnasında dağ taş bu sözleri haykırıyordu ve her bir ağızdan Allah-u Teala’ya dua ediliyordu. Peygamberimiz on gün süren hac yolculuğu sonunda Şerif mevkiinde konakladı ve sonra Mekke’ye giriş yaptı.

Peygamberimiz Keda Vadisi’nden Mekke’ye girdi. Beni Şeybe Kapısı’nda Kabe’yi selamladı ve daha sonra tavaf yaptı. Haceru’l-esved’den baslayarak üç şavtta Remel yaptı. Makamı İbrahim’in arkasında iki rekat namaz kıldı. Safa ile Merve arasında say yapti. Daha sonra Mina’dan Arafat’a gitti. Burada Hz. Ali’nin Yemen’den geldiğini öğrendi (Hz. Ali bu esnada Yemen seferindeydi.)

Allah Resulu aleyhissalatu vesselam , Mekke’de kaldığı sure içinde Ebdah denilen bölgede kendisine özel kurulan çadırda ikamet etti.

Resulullah aleyhissalatu vesselam, Arafat’ta devesi Kasva’nin üzerinde olduğu halde etrafını sarmış olan ve sayıları 100.000’ni aşkın sahabe vardı. Veda hutbesi bu kalabalık topluluğa, peygamberimiz (sav) tarafından okundu. Bu hutbeye İslam literatüründe ‘Veda Hutbesi’ denilmektedir. Konuştuklarını yüksek sesle duyamayanlara iletmesi için Rabia b. Ümeyye’yi görevlendirdi.

Veda Hutbesi

“Hamd, şükür Allah-u Teala’ya mahsustur. Biz Allah’a hamd ederiz, ondan yardım isteriz, ondan bağışlanma dileriz ve ona yöneliriz. Nefsimizin şerrinden, yaptıklarımızın şerrinden, Allah’a sığınırız. Allah’ın doğru yola ilettiğini kimse saptıramaz, kimi saptırırsa onu doğruya iletecek yoktur. Allah’tan başka ilah olmadığına, onun ortağının olmadığına, eşinin olmadığına ve benzerinin olmadığına, şahitlik ederim. Yine şahitlik ederim ki Muhammed onun kulu ve Rasulüdür. (Veda hutbesi bu sözlerle başladı.)

Ey insanlar!

Söyleyeceklerimi iyi dinleyin. Bilmiyorum, bundan sonra burada belki bir daha buluşamayacağız.

Bu günleriniz nasıl mukaddes ise, bu aylar nasıl mukaddes ise, yaşadığınız belde (yani Mekke) nasıl mukaddes ise, canlarınız, mallarınız ve namuslarınız öyle mukaddestir. Her türlü saldırı ve tecavüzden korunmuştur.

Ashabım!

Yarın Rabbinize kavuşabilirsiniz ve her yaptığınızdan hesaba çekilebilirsiniz. Sakın ha benden sonra tekrar boyunlarınızı vurmayın. Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara iletsin. Bu şekilde burada bulunmayanlar, bulunmayanlardan bu vasiyeti daha iyi muhafaza eder.

Ashabım!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine teslim etsin. Faizin her türlüsü yasaklandı, ayağımın altına aldım. Fakat borcunuzun faiz dışında kalan aslını verin. Zulmetmeyin ve zulme de uğramayın. Allah-u Teala’nın emriyle faiz alıp verme yasaktır. Cahiliyetten kalan her türlü kötülüğü ayağımın altına aldım. İlk iptal ettiğim faiz Abbas b. Abdulmuttalip’in faizidir.

Ashabım!

Cahiliyet devrinde devam ettirilen kan davaları da kaldırılmıştır. İptal ettiğim ilk kan davası Abdulmuttalip’in torunu olan İyas Bin Rebia’nın kan davasıdır.

Ey insanlar!

Muhakkak ki bu topraklarda şeytan kendisine tapınılmasından ümidini yitirmiştir. Lakin küçük işlerde ona uymanız onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınmalısınız.

Ey insanlar!

Bugün şeytan artık bu beldenizde, sonsuza kadar, kendisine itaat edilip tapınılmasından tamamen ümidini kesmiştir. Lakin kendisine küçük gördüğünüz şeylerde itaat devam edecektir. Bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumanız için bundan (bu küçük gördüğünüz günahlardan) sakınınız.

Ey İnsanlar!

Kadınların üzerinizdeki haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah-u Teala’dan korkmanızı vasiyet ediyorum. Siz, kadınları Allah-u Teala’ya ait bir emanet olarak aldınız. (Aldığınız kadınların) namuslarını ve iffetini, Allah-u Teala adını sözleşerek helal edindiniz.

Sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi sizin de kadınlar üzerinde hakkınız vardır. Sizin (aldığınız kadınların) üzerindeki hakkınız yatağınızı kimseye çiğnetmemeleridir. Hoşlanmadığınız kişileri sizden izin almaksızın evlere almamalarıdır. Eğer (sizden izinsiz) müsade etmediğiniz kişileri eve alırlarsa, Allah-u Teala size onları bundan sakındırma izni vermiştir.

Kadınların da sizler üzerinde hakkı vardır. Meşru olacak şekilde, örfe ve adetlere uygun her türlü yiyecek ve her türlü giyecek ihtiyaçlarını temin etmelisiniz. Size öyle bir şey (miras) bırakıyorum ki bunlara sarılırsanız sapmazsınız. Biri Allah-u Teala’nın Kitabı, diğeri de Rasulullah’ın sünnetidir.

Ey Mü’minler!

Söylediklerimi iyi bir şekilde dinleyin ve koruyun. Müslüman diğer Müslümanın kardeşidir ve bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinin hakkına tecavüz etmek, başkasına helal kılınmamıştır. Gönül hoşluğu ile verilen hariç.

Ashabım!

Kendinize (nefsinize) zulmetmeyin. Kendinizin de (nefsinizin de) üzerinizde hakkı bulunmaktadır.

Ey İnsanlar!

Allah-u Teala her hak sahibinin hakkını sahibine vermiştir. Her insanın kendisine kalan mirastan hissesini belirlemiştir. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Doğan çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir.

Zina edenler için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına soy isnat eden soysuz veya başkasına intisaba kalkan köle, Allah-u Teala’nın, bütün insanların ve meleklerin lanetine uğrasın. Cenab-ı Allah, bu gibi insanların ne tevbelerini ne de adalet ve şehadetlerini kabul eder.

Ey insanlar!

Rabbiniz tektir, babanız birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Adem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en takvalınızdır. Arabın Arap olmayanlara bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük takva ile mümkündür.

Siyahi ve aynı zamanda azası eksik köle, başınıza amir olursa, Allah’ın kitabı ile hükmettiği sürece ona itaat edin.

Suçlu olan kişi kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun, oğul babanın suçu ile suçlanmaz.

Ey insanlar!

Dikkat ediniz! Kesinlikle şu dört şeyi yapmayın.Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmayın.Allah-u Teala’nın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın.Zinaya yaklaşmayın.Hırsızlık yapmayın (başkasına ait malları almayın).

La ilahe illallah, Muhammedun Resulullah deyinceye, Müslüman oluncaya kadar, insanlarla cihad konusunda emrolundum. İnsanlar bu kelimeyi söyleyince canlarını ve mallarını korumuş olur.  Hesapları Allah’a aittir.

Ey insanlar!

Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

Ashab-ı Kiram; Allahu Teala’nın dinini tebliğ ettin. Vazifeni yerine getirdin. Bize vasiyet ve nasihatte bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.

Bunun üzerine peygamberimiz (sav), mübarek şehadet parmağını cemaate yöneltti. Ve  3 defa ‘şahid ol Ya Rab!’ dedi.

Veda Hutbesi , hicretin onuncu yılında 9 Zilhicce Cuma günü okundu.Aynı gün

“Bugün küfre girenler, sizin İslamdan (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Bundan sonra bunlardan korkmayın benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı tercih ettim.”

ayet-i kerimesiyle Allah Resulü’nün (sav) ilahi tebliğ görevinin tamamen sona erdiği bildirilmişti.

Veda Haccı Bitiyor

Resulullah (sav) Kurban Bayramının birinci günü,veda haccı esnasında, devesi üzerinde bulunduğu halde şeytan taşlarken, hac menasiklerini iyi öğrenilmesini, istemiştir. Bundan sonra hac yapamayacağını da bildirmiştir.

Kurban için getirilen 100 deveden 63’ünü bizzat kendisi kesti. Kalan 37 deveyi de Hz. Ali’ye kestirdi. Her birinden bir parça et pişirip yedi. Kalan kısmını fakirlere dağıttı. Veda Tavafını yaptıktan sonra 14 Zilhicce Çarşamba günü, Mekke’den ayrılıp Medine’ye döndü.

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

OKU Haber Dergi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!